Perşembe, Haziran 29, 2006

kanali degistirin

sanki bir tv'nin onune kurulmusuz, haftalardir ayni maci izliyoruz...hiperaktif basta bir gaza geliyor (ozellikle ben kaledeyken) sonra allaturca aliyor eline sazi basiyor tiz perdeden...adam degistiriyorlar, taktik degistiriyorlar, yok olmuyor...bence degistirmeleri gereken tek sey ceneleri:)))

velhasil kelam dun maci aydin, onur (3) ve mehmet'in golleriyle 5-4 kazandik...bundan sonra ya hiperaktif kendini gelistirecek ya da biz bu tv'yi degistirecegiz...

Salı, Haziran 27, 2006

serdolect

Güne mutlu başlamak için bir tane Serdolect yeter. Tek doz ile sedasyon yapmadan... Serdolect ile değişime inanın!

Benim Serdolect'im bir süredir Lipton Ice Tea Şeftali... Sabah 6.30'da kalktığım andan, metroda Pepsi makinesinden aldığım ana kadar aklımda hep o serinlik duygusu var... Kendimi 16 yaşında bir şeftali bahçesinde yaz aşkımla sevişiyormuş gibi hayal edebiliyorum her yudumda... Nestea var bir de ama Lipton'un yanına yaklaşamaz... Hayır Lipton yeni müşterimiz değil:)

Aydın'ın Serdolect tehdidi üzerine yarın için opsiyonlarımızı bir daha gözden geçirdik. İşlerimizi büyük bir ivedilikle halledip gelmek istiyoruz. Çok ekstra bir durum çıkmazsa da geliriz. Hatta Aydıncığım, çantamı daha bugünden getirdim:)

Kimsenin konu ile muhatap olacağı yok, bari bir soru soralım anket tadında... Herkes kendi Serdolect'ini saysın... Mesela Cem, her sabah bir güzel sopa yemeden ayılamazmış, Cio da bir zenciyle duşa girmeden... Sayın adamı hasta etmeyin!

Perşembe, Haziran 22, 2006

yazsaniz sasardim zaten...

oynamadigim maci da ben mi yazacagim? ne oldu dun? bizsiz zevki cikti mi? ciktiysa bu zevkten en cok kim yararlandi? golleri kimler atti? öldükten sonra hic mi olacagim? pardon bu soru araya karismis...

gormedigim maci bile yazabilirim ama sacma olur degil mi...ben daha fazla sacmalamadan yollasin biri!

Salı, Haziran 20, 2006

aci biber

mardin isi pilav nohut, bozulmus yogurttan ayran ve aci biberin midemdeki etkilerini bastirsin diye bademli magnum yiyen ve sabah karnimin agrisi hala devam edince de buzlu nescafe icen bir insanim...midye dolma, bira, karisik dondurma ucgenimden sonra benim icin iyi bir ilerleme bile sayilabilir...tabii insan böyle seyler yedikten sonra hayata bir daha eskisi gibi bakamiyor...kaldi ki baksa da bakmasa da hayat eskisi gibi kaliyor...ümraniye ile rumelihisariüstü'nü ayni hayatta, anda barindirabilecek tek sehir sanirim istanbul...türk olarak icimizde cirkinlik duygusu var...buna o kadar eminim ki...estetik olarak da yasamsal olarak da bu böyle...mutsuz etmek ve cirkinlestirmek icin gelmisiz dünyaya...ama bu da bir sey degil mi, en azindan dünyada bir misyonumuz var...

sus, agzina aci biber sürerim diyecekler olabilir...hayir efendim susmayacagim iste...hatta bütün bu cirkinliklere gözümü kapayip, dünyanin en güzel ilanlarini hazirlayacagim...midesizlik böyle bir sey olsa gerek...

herkese günaydin...

not: hiperhüsrancilar, yarin yeni bir hüsrana hazirdirlar umarim, gözüme burdan cok cirkin gözüküyorlar:)

Perşembe, Haziran 15, 2006

hiperhüsran

Bugünkü istek parcamiz Allaturca'dan Hiperaktif icin geliyor...Nilüfer'den "Haram Geceler"...Bu sarki yaralarini saracak yerde daha da deprestirmez umariz...Sarkinin sözlerini bir bukle hatirlayalim:

aklim basimda degil ki
sebebini bilmiyorum
bize nazar degdi inan
adim gibi biliyorum
yine bize haram geceler
gol yedikce agliyorum
yar yine bize haram geceler
bir daha ne zaman yeneriz bilmiyorum

Günesli günler görceksiniz cocuklar ama bir daha bizim kaleyi göremeyeceksiniz. Ama üzülmeyin ben bütün bu yazilari arsivliyorum, bir gün okuyup sevincle anarsiniz o günleri...Bir zamanlar biz de galibiyetler alirdik diye...

Basliktan da anlasilabilecegi gibi efendim Allaturca, dün Hiperaktif'i rahat ve güzel bir oyundan sonra 11-9 yendi. Allaturca'nin gollerini Onur (5), Varol (4), Mehmet (2) atti. Hiperaktif'in gollerini kaleye kim gecerse yedi. Varol'un kaval kemigini İlhan (1) sisirdi...Cihangir'in cigerlerine Michelin (10) hava basti...Bidi bidi, vidi vidi...

Çarşamba, Haziran 14, 2006

efkar-i umumiye

basar tabii insani, böyle hava bir gecede 10 derece düserse...hani yagmur ormanlarinda da degiliz ki, bir canlinin kurtulduguna sevinelim...yazi ayri kisi ayri cirkin maslak'ta her yagmur damlasi yere düstügü anda icini camurlandiriyor adamin...bu sabah otobüste yine cok güzel diyaloglar vardi...

- cami acar misin pardon yani acabilir misin?
- soför bey karar ver artik klima mi cam mi?
- sabah sabah gereksiz cene yapma bana...
- binemiyorsan ortadan bin kardesim...
- biraz ilerleyelim...
- ilerle ilerle mecidiyeköy'e geldik kardesim, hic binmeyeydik bu kadar yürüyeceksek...

bu diyalogdan sonra yarim yamalak sürdürdügüm uykumdan gülerek uyandim...canim hic paulo coelho okumak istemiyordu bu sabah, uykunun tatli kollarina birakacaktim kendimi...ama hic orta kapidan binenler birakir mi insani...neyse karistirmayayim sabah sabah yine ortaligi...siz ön kapidan binip, arka kapidan inmeye devam edin...sonra bir ara size "arka kapiyi acmadigi icin soförü vuran adam" senaryomu anlatirim ne de olsa...:)

Salı, Haziran 13, 2006

Nerdesiniz lam!

Bakıyorum herkezin sesi soluğu kesildi...
Huuuu millet nerdesiniz???
Yarın akşam halı saha var...
Sonra yok vay efendim unuttum vay efendim patron salmadı iş çok yaz ortası yagmur yagdı zart zurt dinlemem ona göre...

aynı kadrolar veya karma farketmez yapalım macımızı...
Ama sahsen karma daha tercihim olacaktır...
Ama genele her daim saygı duyarım sorunsuz uyarım..

p.s: bu mac sakatlanmamak dileğiyle...
p.s2: kimse sakatlanmasın tabiiki de:)

Perşembe, Haziran 08, 2006

hiperaktif'te aziz yildirim tarzi

Aziz Yildirim nasil istifa edip ortaligi karistirarak, gassayin sampiyonlugunu unutturduysa, Hiperaktif de kendi aralarinda kavga edip bize galibiyetlerimizi unutturuyor. Basta dogal icguduleri sandigim bu seyin aslinda bilincli bir Aziz Yildirim provokasyonu oldugunu dun aksamki mactan sonra anladim...Hayir 5-1den cevirmisiz maci 6-5 almisiz, sevinen yok.Hani gidip soyunma odasinda sampanya patlatacak halimiz yok ama sanki sucluymusuz gibi birbirimize neden baktik onu anlamadim...Basbayagi ustumuzde psikolojik baski uyguluyor adamlar. Yensek suc, yenilsek suc...

Tabii bunlar isin sakasi ama dun Ozgur'un bu son macim demesi, Sami'nin bir daha oynamayacagim demesi beni uzdu. Hayir nedir ki ya...En basta bana, Cio'ya, Hakim'e ayip...Zorla mac yapacam lan ben, var mi itirazi olan...

Neyse konumuzu gene haticeye degil neticeye bakalim diye baglarsak; dun gece Allaturca Hiperaktif'i 5-1 geriye dusmesine ragmen Onur (2), Varol (2) ve Aydin (2-ongorulerim dogru cikti adam basbayagi bombaladi kaleyi) in golleriyle 6-5 yendi.

Çarşamba, Haziran 07, 2006

ara transfer

Gectigimiz sezonun sonunda yuksek bir bonservis bedeline sehirdisina (eh maslak sehirdisi sayilir) transfer olan Allaturca'nin beton (hakkaten bildigimiz beton) sol beki Cio ve ruzgar (meltem de bir ruzgar canim) sag acigi Varol, ara transfer sezonunda takima geri donuyor...Yeni takimlarinda sezon baslamadigi icin ara transferde tercihlerini gonulden bagli olduklari takimlarindan yana kullanan ikili, bos mukavaleye imza atti. Bu imzalar, ilk yariyi liderlikle kapatan Hiperaktif'in sampiyonluk heveslerini kursaginda birakacaga benziyor.

Ikinci yarinin bu acilis macinda ara transferle ideal kadrosuna donen Allaturca otoritelere gore bu macin mutlak favorisi...Kisa bir tatilden sonra takima katilan Aydin'in bu aksam Hiperaktif kalesini bombalamasi bekleniyor.

Bahis sirketlerinin bu maca hangi iddiayi koyacagi da merak konusu...Hiperaktif tisortlerini, Allaturca bowling ve birasini beklemekte...Acaba bu iki iddiayi birlestirecek yepyeni bir ucuncu iddia mi soz konusu?

Bilemiyoruz, bildigimiz tek bir sey varsa o da ara transferde takimlarina donen ikilinin Hiperaktif kaptani Cem'e Aydin gelse ne olur, Cio gelse ne olur laflarini tek tek yedirecegi...Ikili de yedirebilir tabii, bu konuyu da Cem Bey'in arzusuna birakiyorlar...

Pazartesi, Haziran 05, 2006

yine mi cicek?

yine güzeldi, yine cicek gibiydiniz...yeterince koklayamadik sizi ama canimiz sagolsun...kimse belki de benim sakin biri olduguma inanmak istemez...insanin bazen kendisine olan inanci bile sarsiliyor...bu satirlar bana yine dejavu yasatiyor...elbette paralarimizi alip kacanlardan degiliz...

- abi paramizi alalim bir daha gelmeyelim demedin mi sen daha demin?

cihangir'e artik distan kulaklarimi kapatabiliyorum ama her zaman oldugu gibi fazla zaman gecirdigim insanlar ic sesim haline geliyor...tut ki seninle ayni yasami paylasmamiz ne cikar...ben senin yerine yazabilirim...senin yerine duygulanabilirim, senin o icine gömdügün her seyi ordan cikartabilirim...x-men 3 ü seyreden var mi bilmiyorum ama hayatla aramdaki bagi filmin son sahnesindeki wolverine jean grey karsilasmasina benzetiyorum...gögüs kafeslerim aciliyor ama biraz sonra kapaniyor...yeterince aci cekmedigim icin mi bilmiyorum...yoksa herkesin ona buna aci diye yutturdugu safsatalara gotumle guldugum icin mi...sevmek bilissel bir eylem degildir...her sabah kitabindan sadece bir kere halic'e bakmak icin kaldiriyorsan basini ve gunesle denizin sevismesine canli gozlerle taniklik ediyorsan sevmeyi ogrenmissin demektir...

- lan sen yegenini bile sevmiyorsun...

kes sesini cihangir...ben ablamdan bana kalan yegen mecburiyetini degil, bir cocugun gelecegini seviyorum...ve o cocuk benim yegenim de olsa, dunyadaki butun cocuklarla beraber benim sevgimi paylasamadikca kapilarimi acamiyorum...sevgi degerli oldugu kadar ucuz bir seydir...birini sevmek, beni sev demektir...herkesin buna bencillik dedigi bir dunyada herkesin goremedigi tek sey kendini sevemezsen bir boku sevemeyecegindir...

- amma yazdin yine ya, oglum milleti bayiyorsun, anlamadin mi daha...

bu konuda sana katilabilirim cihangir ama karsiliginda hala bana taksitlerini odedigin telefonunu elinden alirim...1 ay sonra tam karsina tasinacagim icin haciz islemleri kolay olur...senin psikolojini haciz etmek isterdim aslinda...sevmeyi bilen birinin ellerinde bir cebrail de sen olabilirdin...

- ben zaten melek gibi cocugum oglum, herkes beni seviyor...

su hayatta isteyecegim son seylerden biri, herkesin beni sevmesidir...istemek meselesi de degil aslinda ama cumlenin butununde bir yanlislik var...dunyanin en adi turudur birinin seni sevmesini bekleyerek onu sevmek...o yuzden en guzeli ozgurlugu sevmektir...hayat sadece parmaklarimin ucundayken duruyorsa neden baska bir sey yapayim ki...bunu bir de kosarken hissedebiliyorum...size bir sey soyleyeyim mi kendisine insanim diyen kimsenin bir digerini su ic organlarina benzeyen catinin altina tikmaya hakki yok...ama belki de burdan basliyor her sey...degil mi ki ruhumuz bedenlere tikilmis...ooo yazinin bundan sonrasinda ben bile igrendim...:)

hep konuyu toparlamaya calisan biri olur...ben onlardan biri degilim...ben isterim ki her sey daginik kalsin...saclar ucussun, ruzgarlar ucussun, catilar ucussun...insan ozgurlugune karsi hareket eden herkes tutussun...bugun geldim gordum, yine cicek gibi oldum...

- abi ben cikiyorum...

- nereye cikacaksin lan icimden?

aaa bu sefer ic ses degilmis, ben size yazarken cihangir coktan gitmisss...:)))

Perşembe, Haziran 01, 2006

kendimi lobut gibi hissediyorum

her kisisel mutluluk, bir baskasinin mutsuzlugu üstünde yükselir...her galibiyet bir yenilginin, her tokluk bir acligin, her ask yalnizlarin üstünde yükselir...neyse konumuz bu degil...

bu dünyada iki türlü insandan, devirenler ve devrilenlerden olduk yine dün gece...medya-lojistik-banka yani para kazanmak icin her sektörü "kupa verecem, madalya verecem, finale de cikacan" diye pispislayan organizatörlerin düzenledigi turnuvada mavi lobutseverler dernegi pek bir varlik gösteremese de, mavi idman yurdu bütün otoriteleri hatta lobutlari bile sasirtarak finale kaldi...medya takimlari arasinda ilk dörde kaldik heyhat medya disinda kimse calismiyor gece gündüz bowling mi oynuyordur nedir finalde basarili olamadik...ulan nasil olalim, yan masada bir adam var, adamin adim atisindan tirsiyorsun zaten, bir basladi eleman 1-2-3-4-5 strike üst üste...ben bu türklerin adaptasyonuna hastayim...misal starbuckslar...acilir acilmaz sanki yüzyillardir ülke starbucks'a acmis, baska türlü olamazmis gibi doldurdu necip milletimiz en götü rahatsiz edici koltuklari...doldurmakla kalmadi ally mcbeal dizisinde gözleri yasararak izledikleri sokakta kahve icme sahnelerini "elime bir kahve alir, sokakta icerim; ileride genel müdür olacagim ama simdilik ögle molam 1 saat, yetismeliyim" seklinde taklit ettiler...ben sabahlari kahve icmedigim icin konuyu dagitiyorum, kusuruma bakmayin...adaptasyon dedigim su, bowling ülkemize gireli kac sene olmus, sanki ata sporumuzmus gibi millet toplar almis, üstüne üstlük iki yan masada havluyla falan siliyorlardi aldiklari toplarini...cocugunun sirtina havlu koyan zihniyetten nerelere gelmisiz, hey gidi hey...5 strike yapan abiyi unuttum sanmayin, adaptasyon, imitasyon güzel oynadi, hakkini yemeyelim...eh tabii biz onu gördükce biraya devam...ben "ilhan zaten sola cekiyorsun evladim az daha sola cek, heriflerin lane'e gir, kazanamayacaksan kaybetme felsefelerini fatih terim'den ögrendik deriz, hazir milli macta var lay lay lay ooo türkiye marslariyla gaza getirir olayi unutturuz" diyorum, ilhan miril miril kaltak suresi okuyor hsbc'deki hatuna...bu arada benim abi bu ülkede kimse gercekten calismiyor tezim de bir kez daha ispatlandi...o bankacilar, o lojistikciler ne zamannnn vakit buldu da ögrendiler böyle oynamayi...eger bu elemanlar kredi basvurularindan top, para destelerinden de lobut yapmiyorsa adam degilim...

konuyu takip etmekte zorlaniyorsunuz biliyorum ama dün gece bizim yasadigimiz duygulari sizin de yasamanizi istiyorum...yan masa ve onun yanindakilerin strike'larini takip etmekte zorlandik...her ne kadar ilk oyunda aldigi sefer (seler'i yanlislikla sefer yazdilar:) gaziyla lobutlara sefer üstüne sefer düzenleyen seler abi, ikinci oyunda da ayni basariyi sürdürse de, özgür, ilhan, sertug ellerinden geleni yapsalar da mavi idman yurdu gec kaldigi icin evine gitmek zorunda kalan süper yildizi besime'yi (evet aynen, be-si-me:) cok aradi...bunun üstüne bir de rakipler homer simpson, fred cakmaktas, big lebowski tarzinda atislar yapinca yenilgi kacinilmaz oldu...

sahsi önerim cumalari mümkün olan en üst düzeyde bowling filmi izlemektir...bende güzel bir seri var: "o durusa bir vurus kac kurus-sen topsun ben lobut-lane'inde sira varsa güzelim, önemi yok ben ayakta da giderim-bowling bilmiyorsan ne isin var agacta..." simdi hatirlayabildiklerim...her cuma bu güzide filmlerden izleyip yaz sonu yapilacak ilk turnuvada hangi sektör olursa olsun hepsine hasssektörrünnn cekelim...

giristeki yazimla bitirecek olursam, ben mütemadiyen kendimi lobut gibi hissederim böyle, konuyla ilgisi yok, sabah sabah size biraz metafor yaptim...

- abi ben de sana sucuklu yumurta yaptim yer misin?

- lan cio ben sana yumurtam cift sarili olacak demedim mi...

- ben onu cift karili anladim abi, bak kizlari getirdim, ikiz bunlar ama birbirine yapisik, yalniz ameliyattan aldim, 12 saate geri götürmem gerekecek...

- tuuu manyak, yikilll ya da dur önce su masami sil süpür...

- yalarim bile abi ne diyorsun

- yalanma bosuna, yumurtalari ben yiyecegim

...