Pazartesi, Kasım 16, 2009

"Mynet - Video - ismvdo - Dünyadan futbol"
"Akın Adrenalin albümünü kavun da dinle"

Cuma, Ekim 23, 2009

Pazartesi, Haziran 29, 2009

Hey gidi yıllar heyyyyyy

Hey gidi yıllar heyyyyyy

Şaka maka 2010 a giriyoruz pehhhhhhhhhhhh

Perşembe, Ağustos 09, 2007

dönüşümüz muhteşem olabilirdi...

Muhteşemliğin yanından teğet geçti... Tek eksiğimiz biraz kum biraz güneşti... Dün akşam efsanevi Hiperaktif-Allaturca maçları yeniden başladı, efsanenin tamamı olmasa da kadronun çoğu oradaydı... Özlemişim bu maçları; Aydın'ın karpuz çatlatan şutlarını, Avni'nin motorcu alışkanlığı ile attığı makasları, İlhan'ın defalarca yere düşüp yine aynı hızla kalkmasını, Sertuğ'un yolgeçen hanını, Hakim'in dağa taşa giden vuruşlarını, Tutku'nun sakatlanana hemen su taşımasını hatta Sami'nin 10 martı çığlığı gücündeki bağırışlarını... Daha Seler Abi'nin göbeğiyle attığı goller, Onur'un yanlamasına sprintleri, Cio'nun metrelerce top sürüp topu auta dikmesi, MK'nın uçan manda kurtarışları var... Onlar da inşallah ilerleyen haftalarda burada yerlerini alacaklar...

Dünkü maça gelecek olursak... Hakikaten çok kötü bir sahaydı, sahanın taklamakan çölü gibi engebeli olması bir yana, yandaki karting pisti, kendimi futbol maçında değil F1 antrenmanında gibi hissettirdi... Kadrolar denkti-tam olmadığımız için tam bir Hiperaktif-Allaturca eşleşmesi değildi-bir tarafta Cem, İlhan, Sami, Tunca, Tunca'nın kardeşi, Berkay'ın babası, diğer tarafta Aydın, ben, Hakim, Berkay, Sertuğ, Avni vardık... Cem'in takımı maça fırtına gibi başladı, kaşım gözüm demeden bir anda 6-0 ile kendimizi Fenerbahçe karşısındaki Gassay gibi hissettik... Sonra yavaştan toparladık, Aydın'ın karpuz çatlatan golleriyle... Ama dürüst olmak gerekirse kazanmaya yaklaşamadık maç boyunca, farkı da 2'den aşağıya düşüremedik zaten... Yediğimiz ilk 8 golün birbirinin aynısı olması bu gerçeği doğruluyordu, maçın adamı İlhan sağ taraftan kafamıza biniyordu... Biz ne zaman toparlanmaya kalksak, yandaki pistten karting arabaları son sürat geçiyordu... Temposu çok değişmeyen, muhtemelen herkesin uzun süredir maç yapmamasından dolayı fazla yükselmeyen oyun 15-10 Cem'lerin takımının galibiyetiyle bitti... Hak eden kazandı, hak etmeyen kaybetti...

Maçın adamı, golü ve olayını da yazalım da tam olsun:

MAÇIN ADAMI: İlhan (gerek defansta, gerek ofansta bitmeyen mücadelesi, defalarca yere düşmesine rağmen kalkarak mücadelesine kaldığı yerden devam etmesi, golleri ile bu sıfatı hak etti)

MAÇIN GOLÜ: Avni'nin seri çalımlarla Sami'nin koruduğu kaleye inmesi ve topu sağ köşeye bırakması

MAÇIN OLAYI: Uzun zaman sonra yeniden birlikte oynamak, beraber olmaktan daha güzel bir olay olabilir mi... Ağlatmayın beni... Hadi dağılın şimdi... Sonra yine gelin ama, özlerim ben...

Haftaya Fenerbahçe-Anderlecht maçından dolayı pas geçip, 2 hafta sonra yeni bir sahada, daha iyi koşullarda, daha alçak desibellerde görüşmek üzere...

Salı, Aralık 12, 2006

2006'da bitti...






Sevgili Mavi ailesi ve yandaslari,

2006 yili ne kadar guzel gecti bilemessiniz benim icin, bir gun gibi gecti sizin sayenizde. Hele eski ofiste ust kattan Mercek'e sarkitilan sepetler arasinda "iki ekmek, bir tanede basin bulteni" seklinde gecen gunlerin gercekten benden yeri ayri. Bowling gecelerinin bitmek bilmeyen biralari, mangali yaktiktan sonra sonduremedigimiz sohpetler, mac sohpetleri ugruna buyutemedigimiz ilan basliklari kisacasi guzel bir yildi 2006 benim icin.

Bu arada kis geldi yine bowlinge baslamak lazim Cem'in viskileri esliginde...

Çarşamba, Kasım 08, 2006

salıda salladık ama çarşambada çarşafa dolandık

Geçen haftanın maçının özeti benim kişisel durumlarından ancak bugünkü maçın öncesine kaldı. Ama umarım Allaturcalı arkadaşlarım bu satırları okurlar da bugün için kendilerine gelip yakışanı yaparlar.

Ben ki bir kelime cambazı olmama rağmen, lafı dolandıramayacağım. Lamı cimi yok, geçen hafta fena ezildik. Uzun bir süredir dengede giden maçların aksine bu maç gerçekten Hiperaktif dengeyi özellikle ilk 20 dakikadan sonra kendi lehine çevirdi; çevirmekle kalmadı, dengeyi kafamıza kafamıza çaktı:) Oysa maç gerçekten ortada başlamıştı. Varol'un yarım volesi çapraza giderken ve Burak'ın füzesi ağları delerken Hiperaktif'in yeni transferi kaleci Görkem'in nasıl bir kaleci olduğunu anlamamıştık daha. Hoş kale kadar boyuyla maç öncesi korkutmuştu ama iki golü art arda yiyince fos çıktı diye düşünmedik değil...

Dürüst olmak gerekirse, ben attığımız bu iki hızlı ve çabuk golün maçın gerçek anlamını yansıtmadığını biliyordum. Nitekim kaleci de Hiperaktif de çabuk açıldı. Hakim ve İlhan'ın golleri yağmur gibi yağmaya başladı. Özellikle İlhan sağ kanattan çok etkili geliyor ve Allaturca defansı (ulan ne defansı Cio işte, sanki 100 kişi tuttuk adamı:) çaresiz kalıyordu. Maçın 3-2'ye dönmesi pek zor olmadı. Bu arada Onur maça son asılma şanslarımızı teptikçte tepiyor, halı saha tarihimizin en kötü maçını çıkarıyordu. Yine de skoru son bir kez 3-3'e getirmeyi başardı. Ancak 4-3 olması gecikmedi ve Avni aşağıda ayrıca anlatacağım sahanın en güzel golüyle son darbeyi vurdu. 5-3'ten sonra oyun uzun süre Allaturca sahasında oynandı. 6,7 ve 8.gollerin gelmesi zor olmadı. Allaturca her topu rakip sahaya taşıyışta kaybettikçe Hiperaktif tek paslarla çıkıyor ve gol ya da gol tehlikesi yaratıyordu. Maçın farklı bitmesi kaçınılmazdı,öyle de oldu: 8-3...

Hiperaktif'in yenildikleri haftadan sonraki hafta maça ayrı bir gazla çıkması ve yeni bir transfer yapmasını da notlarımız arasına alalım. Biz bir seriye başladığımızda Avni gelmişti, şimdi de Görkem. Yeri gelmişken bu bilgisayar programcısı görünümlü 3.lig kalecisine ayrı bir paragraf açmak gerekir. Kurtardığı toplardan daha çok bizim cesaretimizi kırması çok önemliydi. Daha kötüsü maçtan sonra pis pis sırıttı:) Tabi kalecinin yanında Ekrem'in defanstaki dayanıklılığını, İlhan'ın Cafu misali ileri çıkışlarını, Avni'nin defansta betonluğunun forvette kadifeye dönüşmesini, Hakim'in her zamanki performansını ve Cem'in bütün bunları Beckenbauer gibi yönetmesini saymadan olmaz. Sonuçta bileğinin hakkıyla eze eze kazandı Hiperaktif, onları tebrik ediyor, önümüzdeki (bugünkü) maçlara bakıyoruz.

MAÇIN ADAMI: Görkem (geldiği ilk hafta maçın adamı seçildi ya helal)

MAÇIN HAREKETİ: Avni'nin orta sahanın önünden makas hareketiyle önüne düşürdüğü topu çaprazdan sürükleyip gol yapması (benim çaprazdan yarı volemi ve İlhan'ın pes etmeden attığı sağ çapraz golünü de 2. ve 3. olarak ekleyebiliriz)

MAÇIN FAIR-PLAY OLAYI: Geçen hafta tartışan Avni ve Onur'un bu maçta her pozisyon birbirine sarılması...

Bugünkü maçta görüşmek üzere...

Cuma, Ekim 20, 2006

Reşitpaşa günleri

Levent'teki halı sahanın attığı madiğin ardından 2 haftalık bir ayrılıktan sonra maçlarımıza Reşitpaşa Gençlik ve Spor Kulübü'nün halı sahasında geri döndük. Bir tesadüf bulduğum saha, daha güzel bir tesadüf ile bayağı güzel çıktı. İlk hafta salı günü yaptığımız maç, bundan sonra yine çarşamba 20-21 devam edecek. Heyecanlanıyorsunuz biliyorum ve hemen maç özetine geçiyorum:

Kadro kurmakta zorlanan iki takım da sahaya 5er kişi ile çıktı. Hiperaktif tam kadro olmasına rağmen Allaturca 2 takviyeliydi. Mehmet'in sahalara ve Mavi'ye zamansız vedası, muhtemelen artık takımın daimi üyesi olacak Burak ile doldu ama büyük başkan Seler'in yokluğu gerçekten düşündürücüydü. Baskın kaptan Aydın'ın ilkbahara kadar dinlenmesi zaten haftalar öncesinden belliydi. İşte bu şartlar altında Allaturca maça; Cihangir, Varol, Onur, Burak ve Kenan'dan oluşan kadrosuyla, Hiperaktif ise Sami, Cem, İlhan, Avni ve Hakim'den oluşan klasik kadrosuyla çıktı. Levent'teki halı sahada yeşil olan yelekler bu defa pembe ve tam dört haftadır Allaturca'nın üstündeydi...

Haftalardır kazanamayan Allaturca maça ekstra bir stres ile başladı. Yeni oyuncuların birbirini tanımaması; ağzım burnum derken Hakim ve Cem'in iki bacak arası golü maçı bir anda 3-0'a ve Hiperaktif'i de rahatlığa getiriyordu. Bu dakikadan sonra takım içinde birtakım değişikliklere giden Allaturca, Varol'un kaleden çıkması ile daha dengeli bir oyun düzenine kavuştu ve bu oyunu rakibe kabul ettirmeyi başardı. Onur'un özellikle gününde olması ve yeni sahanın tekniği yüksek oyuncular için daha elverişli olması ile Onur klasını konuşturuyor ve maç bir anda 3-2'ye dönüyordu. Fakat karşı tarafta Hakim Onur'a korakor cevap veriyordu. Skor böylece uzun bir süre iki takım arasında gitti geldi, 4-2, 4-3, 4-4, 5-4, 6-4, 6-5, 6-6, 7-6 derken Varol'un kendisi değil ama yeni ayakkabıları sahne alıyor, uzaktan güzel bir şut ile maç bir anda 7-7 oluyordu.

İşte bu güzel golden sonra ne olduysa oldu ve her zaman Hiperaktif'in yaptığı son 10 dakika açılma işini Allaturca başardı. 8-7 ve ardından Varol ile Onur'un muhteşem paslaşması ile 9-7... Burak'ın 10.golü ve son dakikada Hiperaktif'in sayısı sonuca etki etmiyor ve maç 10-8 Allaturca üstünlüğüyle bitiyordu. Goller Onur: 6 Varol:2 Burak: 2 şeklinde Allaturca hanesi yazılmış, Onur gerçekten iyi maç çıkarmıştı. Sadece Onur değil ama canla başla oynayan ve ceza sahası içinde %100 golü önleyen Cio, ilk defa bizimle oynamasına rağmen geriden oyun kuran ve yeteneklerine rağmen alçakgönüllü bir şekilde defansta duran Kenan, Varol'un uyarılarından sonra gerçek oyununu yansıtan Burak ve ilk defa bir maçta bu kadar çok koşan Varol... Kısaca Allaturca bu galibiyeti her şeyiyle hak etmişti.

Maçta yaşanan küçük tartışmalara değinmeye gerek yok, sahada oldu sahada kaldı. Onun yerine güzelliklere bakalım.

MAÇIN ADAMI: Onur

MAÇIN HAREKETİ: Varol'un İlhan'ın üstünden aşırtarak orta sahadan verdiği pası Onur'un Sami'nin üstünden aşırtarak gol yapması (Onur'un topuk hareketiyle çekip attığı gol ile arasında kararsız kaldım ama bu gol bana daha komple geldi, bir de Hakim'in çaprazdan şutu var ama bir tek ben yazdığım için benim oyum geçerli, siz de yazın alla alla:)

MAÇIN FAIR-PLAYLIK OLAYI: Varol'un maçtan sonra Avni ve Onur'u barıştırma çabası.

Reşitpaşa günlerimiz böylece başlamış oldu. Haftaya bayram tatilinden sonra görüşmek üzere...